Hani bir duygu vardir, her zaman sana cana yakin davranan bir bayan ögretmenine karsi hissettigin, anlayamadigin çok güçlü bir çekim gibi. Ya da hayranlik duydugun, siddetle istedigin bir kadin sporcu, sarkici, sanatçi vardir. Kim bilir belki de öyle bir kiz arkadasin vardir ki yalnizca gözlerine baktiginda içinin titredigini hissedersin, onunla karsilastiginda hatta onu düsündügünde bile heyecanlanirsin. Askini haykirmak isterken bakislarini bile kaçirip onu gizli gizli izler ve istersin. Ancak rüyalarinda dokunabilir, oksayabilir ve öpebilirsin. Hafiflemis hissederken kendini tüm benliginle bulutlarin üzerinde süzülürken göklerde karsilasirsin kati bir gerçekle, normal degildir homoseksüalite. Normal olan nedir ki? Sen yalnizca çogunluk gibi görünen heteroseksüellige aykiri birsey yasiyorsundur. Belki de onlarin isteyip de cesaret edemedikleri birseydir bu. Korkakliklarini yüzlerine vurdugundan karalamaya, asagilamaya, tedavi ettirmeye çalisirlar seni. Her geçen gün daha da yalniz hissedersin kendini. Hatta bu baskidan öyle etkilenirsin ki hasta ya da sapik olduguna kendin bile inanirsin. Ama su gerçegi asla unutmamalisin: sen ve senin gibiler ya da ben ve benim gibiler insanligin varligindan bu yana yasamaktadirlar ve yasayacaklar. Lezbiyenlik birçok seydir ama önce duygularla baslar. Bir kadin baska bir kadina yakinlik, sevgi ve bunlarla birlikte cinsel bir çekim duyabilir. Aski ve cinsel çekimi genelde veya her zaman kadinlara karsi duyan bir kadin kendini lezbiyen olarak adlandirir. Kinsey ve Hite'in arastirmalarina göre 20 kadindan 1 ya da 2'si lezbiyen; baska bir arastirmaya göre kadinlarin %50'si deneyim ya da egilimlere sahip. Hollandali yazar Anja Meulenbelt'e göreyse bütün kadinlar lezbiyen ama sadece bazilari bunun farkindadir. Aslinda zaten insanin oldugu her yerde escinsel vardir. Lezbiyenlik, tahmin edersiniz ki, tarih boyunca varolmustu. Fakat farkli cografyalarda, farkli zamanlarda, lezbiyenler farkli davranislara maruz kaliyorlardi. Örnegin, Roma Kanunu lezbiyenlige müsaitti. Nitekim, Julien'in karisi Helene ceza görmeden Goluva bakireleriyle sevisirdi. Ibraniler kutsal kitaplarinda "bir erkek kendisi gibi bir erkekle yattigi takdirde ikisi de bir günah ve suç islemis olduklarindan ölüm cezasina çarptirilirlar" yolunda hükümler oldugu halde kadinin kadinla yatmasi kaydi yoktur. Çok eski gizli Ibrani kaynaklarina göre Kral Davud lezbiyen genç kadinlarin sevismelerini seyretmekten hoslanirdi. Kral Süleyman'in yüzlerce cariyesi olan sarayinda da lezbiyenlik ragbet görmektedir. 8. Yüzyilda Anglo-Sakson Kanunu lezbiyen kadinlara üç yil hapis cezasi veriyordu. Orta çag Almanyasi'nda ise kendi cinsiyle evlendigi için halk önünde idam edilen kadin vakalari vardir. Seriat yasalarina göre yönetilen Iran Ceza Yasasi'nda lezbiyenlik önce 100 kirbaçla cezalandiriliyor. Lezbiyen kisi, lezbiyenliginden vazgeçmezse idam ediliyor. Idam edilecek kisi bakire oldugu için cennete gider endisesiyle önce tecavüze ugruyor, sonra öldürülüyor. Türkiye Cumhuriyeti kanunlarinda ise escinsellik zaten yok sayildigi için bir cezadan da bahsedilmiyor. Ama yok sayilmak herhalde kötü de olsa bahsedilmemekten daha zararli. GÜNES K. GÖKER |
This page is maintained by Lambda, Istanbul